Türkiye Firma Rehberi : Sektörel Dizin | Giriş Yapın veya kayıt olun firmanızı ekleyin...


Cantek Teknik Hizmetler Ticaret Ltd. Şirketi 1999 yılı 3. ayında Antalya da kuruldu ve Japonya da üretilen Kawasumi marka hemodiyaliz cihazlarının Türkiye deki tek yetkili teknik servisi olarak hizmet vermeye başladı. Firmamızın kuruluş amacı sektördeki rakiplerinden farklı özgün, kaliteli ve dürüstlük çerçevesinde hizmet sağlayan diyaliz cihazı teknik servis olmaktı; ancak işin içine girdiğimizde su arıtma ile hemodiyaliz cihazının ayrılmaz birer parça olduğunu gördük. Gerekli eğitim ve donanımı sağlayıp su arıtma ile ilgili her türlü yedek parça, sarf malzeme, bakım, arıza giderme, üretim ve montaj işini portföyümüze ekledik. Organizasyonumuz tüm Türkiye geneli olup çalıştığımız sağlık kurumları referansımızdır. Cantek Teknik Hiz. Tic. Ltd. Şti kuruluşundan bu güne kadar müşteri memnuniyetini artırmak ve kalite çizgisini yükseltmek için TSE 12426 Tıbbi Cihaz Hizmette yeterlilik belgesini 08/02/2000 tarihinde almıştır, 2005 yılının ilk çeyreğinde İSO 9001-2000 belgesi ile bu temeli güçlendirecektir
PHX 2100 Hemodiyaliz makinasının özellikleri: Otomatik A/V alarm sınırlaması İşlemden geçen toplam kan hacmi Otomatik iletkenlik ayar programı Kolay ayarlanan kan pompa hızı Esnek temizleme programı Otomatik olarak duran şırınga pormpası Bolus hacim ayarı Ayrıca kan basınç monitörü
PHX 2100 cihazları, dünya hemodiyaliz sarf malzemeleri piyasasında önemli bir yer edinmiş olan Japon KAWASUMI firmasının, halen kullanmakta olan hemodiyaliz cihazlarının en vazgeçilmez ve en beğenilen özelliklerini bir araya getirmek ve kullanımda zorluk çıkaran bazı sistemleri de Japon teknolojisi ile geliştirmek suretiyle dizayn etmiş olduğu, tamamen bilgisayar kontrollü, çağdaş tedavi gereksinimlerini yerine getiren, imalatta kullanılan en son teknoloji ile üretilmiştir. Kullanımı kolay ve kullanıcıları tarafından çok beğenilen hemodiyaliz cihazlarıdır.
PHX 2100 ün genel teknik özellikleri, günümüz koşularında bir hemodiyaliz cihazında bulunması gerekli sistem ve fonksiyonları tamamen karşılamanın ötesinde, bu özeliklerinden en önemlileri olan;
1-UF kontrol sistemi, bu sistemin hassasiyeti ve güvenilirliği,
2-Diyaliz kondaktivitesi ayarlama sistemi ve bu sistemin güvenilirliği,
3-Her türlü solüsyon ve set kullanabilirliği,
4-UF ve NA profilleri kullanıldığı durumlarda, profilleri hassas bir şekilde takip edebilirliği,
5-Single Needle tedavisinde, POD vasıtası ile VEN basıncındaki dalgalanmayı companse etmek suretiyle TMP yi ikinci bir pompaya gerek kalmaksızın sabit tutabilirliği ve bu sayede hassas UF kontrol kabiliyeti,
6-Mikro işletim sisteminin, profil kullanımı gibi ileride sektörde gündeme gelebilecek olan gelişmelerin, cihaza çok küçük elektronik parça ve software değişimi ile tatbik edilebilmesini sağlayacak donanıma sahip olması ve de merkezi bilgisayar sistemine bağlanarak komputerize tedavi yapmaya uygun olması,
7-Piyasada bulunan hertürlü dezenfektan ve dekalsifikatör ile etkili dezenfeksiyon ve dekalsifikasyon yapabilme özelliği,
gibi hususlardaki üstünlüklerinden ötürü, kullanıcılar tarafından tercih edilmektedir.
PHX 2100 30 ml/saat hassasiyetle saatte 5. 99 l. Seans boyunca 19. 99 l. ultrafiltrasyon yapabilecek kontrol sistemine sahiptir.
Bilindiği gibi diyaliz esnasında kandan sıvı çekilmesine (ultrafitrasyon) diyalizörde membranın iki yanında bulunan kan ile diyalizat arasında oluşturulan basınç farkı (TMP) sonucunda gerçekleşmektedir.
TMP(Transmembran Basıncı) = Ven Basıncı – Diyalizat Basıncı
Bu formülden anlaşılacağı gibi TMP nin var olabilmesi için diyalizat basıncının ven basıncından küçük olması gerekmektedir. Yüksek oranda ultrafiltrasyon yapılmak istendiğinde TMP nin de yüksek olması yani diyalizat basıncının (-) negatif değerde olması gerekir. Bu ise diyalizör çıkışına negatif basın (vakum) uygulanması demektir. Bu özellik günümüzde kullanıcıların istediği minimum gerekliliktir.
PHX 2100 de bu iş bir NEGATİF BASINÇ (VAKUM) POMPASI ile gerçekleştirilmektedir. Bu şekilde temin edilen ultrafiltrasyonun miktarı, seans süresince istenilen UF hedefine göre veya bir saatte istenilen UF miktarına göre kullanıcı tarafından seans öncesi cihaza set edilmek ve bilgisayar tarafından uygun TMP hesaplamak suretiyle kontrol edilir. İster UF profili kullanılıyor olsun isterse de seans sırasında UF hedefleri kullanıcı tarafından değiştiriliyor olsun TMP nin kontrolü sürekli olarak bilgisayar tarafından pompanın devri voltajın artırılıp eksiltilmesi suretiyle hassas bir şekilde sağlanmış olur. UF için çok önemli bir data olan TMP nin olması gereken (SETTİG TMP) ve hakiki (ACTUAL TMP) değerini diyaliz sırasında ekrandan gözlemlemek ve gerekirse müdahale etmek mümkündür.
Bu şekilde hesaplanıp uygulanmaya konulan TMP aynı zamanda VEN basıncının da bir fonksiyonu olduğundan diyaliz sırasında belli bir aralıkta dalgalanmakta olan VEN basıncına bağlı olarak dalgalanacaktır. Bu dalgalanmayı önlemek yani TMP i satabil tutabilmek için (ki bu doğru UF için gereklidir) cihazda POD denilen bir sistem mevcuttur. Basınç aktarma aleti (PRESSURE OFFSET DEVİCE) diye adlandırılan bu vasıta ile VEN basıncındaki oynamalar direkt olarak çıkış diyalizat akışına etki ettirilir. Bu sayede TMP nin VEN basıncına bağlı olarak dalgalanmasına müsaade edilmez.
Yukarıda anlatıldığı şekilde çok hassas ve güvenilir bir TMP dosyasıyla UF kontrolü yapılıyor olmasına rağmen cihaz ayrıca gerçek UF miktarı sürekli olarak gözlemler ve istenilen sürede istenilen UF gerçekleşmemiş ise kalan sürede gerekli UF yapabilmesi için TMP üzerinde oynamalar yapar. Bunun için gerekli sıvı ölçümü ise her birisi birbirinden bir membran ile ayrılmış iki adet 125 ml lik hacme sahip iki bağımsız VOKUME CHAMBER ve elektronik bir sayıcıdan oluşan bir sistem ile yapılır. Giriş (in) ve çıkış (out) çemberleri seans esnasında sürekli olarak dolup boşalırlar. Giriş çemberinin hacmi ile dakikadaki dolup boşalma sayısı çarpılarak diyalizöre giren diyalizat miktarı (ve akış hızı), çıkış çemberinin hacmi ile dolup boşalma süreleri çarpılarak çıkan diyalizat miktarı (ve akış hızı) bilgisayar tarafından hesaplanır. Giren ve çıkan diyalizat miktarları arasındaki fark bize gerçek UF değerini verir.
Her ne kadar çemberlerin hacimleri teorik olarak aynı ise de;
a-Gerek imalattan kaynaklanan çok küçük hacim farklılıkları,
b-Gerekse diyalizden çıkan diyalizatın içerisinde diyaliz süresince kandan geçmekte olan bir kısım organik maddelerin, çıkış çemberinde oluşturduğu kontamisyon sonucu çıkış çember haznelerinde zamanla meydana gelen hacim değişiklikleri,
Hesaplama sistemin mantığı gereği, hatalı UF miktarı bulunmasına yol açar. Bu hatalı ölçümlemeyi önlemek için cihaz her seans öncesi, daha çalıştırma düğmesine (ON switch i)basar basmaz diğer sistem self testleri ile birlikte diyalize başlamadan (yani diyalize giren ve çıkan sıvı miktarının birbirine eşit olduğu süre içerisinde) çemberlerin dolup boşalma süreleri hesaplanır. Teorik olarak birbirine eşit olması gereken bu süreler yukarıdaki nedenlerden dolayı birbirine eşit çıkmaz. Bilgisayar bu zaman farklılığından hareketle giriş ve çıkış çemberlerinin arasındaki farkı (oran) bulur ve UR hesabı yaparken bu farkı değerlendirmeye alır.
Bu özelliği nedeniyle PHX 2100,
a-Gerek benzer şekilde volumetrik çemberler kullanılarak UF hesaplayan ama yukarıdaki nedenlerden kaynaklanan hacim değişikliklerini hesaba katmayan sistemlerin kullanıldığı,
b-Gerekse volumetrik çember kullanmayıp akış hızından hareketle (Flow Sensörlü) debi ve UF miktarı hesaplayan sistemlerin kullanıldığı,
Cihazlarla karşılaştırıldığında, tercih edilen cihaz olmaktır.
PHX 2100 HEM KONTROL HEM GÖZLEM SENSÖRLERİ KULLANILMAK SURETİYLE,
DİYALİZAT KONSANTRASYONONU (KONDAKTİVİTE) HER KOŞULDA HASSAS OLARAK AYARLAR
Hemodiyaliz makinelerinden istenilen özelliklerden en önemlilerden birisi de diyalizat kondaktivitesinin (yani konsantrasyonunun) istenilen değere göre hassas bir şekilde ayarlanabiliyor olmasıdır. Bilindiği gibi cihaza belli özelliklere haiz RO suyu girmekte olup, yapılmak istenilen diyaliz türüne göre de bu suya konsantre pompaları vasıtasıyla istenilen oranlarda asetat veya bikarbonat solüsyonları ilave edilerek, istenilen özellikte diyalizat hazırlanmaktadır. Hazırlanan diyalizatın konsantrasyonunu ölçen sistemler hemen hemen bütün cihazlarda aynı olsa da diyalizatın istenilen konsantrasyonda olmasını temin eden sistemler cihazdan cihaza değişmektedir.
Bir kısım cihazlar, kullanılan solisyonun özelliklerini ve istenilen kondaktivitenin set edilmesine müteakip, gerekli solüsyon debisini hesaplar ve pompalarını o debiyi sağlayacak süratte döndürür. Sonuçta oluşan kondaktiviteyi ölçüp kullanıcıya bildirir. Eğer istenilen değer ile hakiki değer arasında bir fark oluşursa bu fark cihaz tarafından giderilemez. Bu nedenle bu sistemle çalışan cihazlarda istenilen kondaktivitenin elde edile bilmesi için;
a-Akış ölçüm sisteminin çok hassas ve doğru çalışıyor olması (ki bu çoğu zaman zordur)
b-Konsantre pompalarında en ufak bir debi kaybının olmaması(voltaj değişikliği, pompa elemanı aşınması gibi nedenlerle)
c-Kullanılan solüsyonun etiket değerine tam uygun olması (depolama süresi, imalat kusurları gibi nedenler solüsyonlar özellikle bikarbonat solüsyonları genellikle etiket değerinden ufak da olsa sapma yaparlar)
gerekmektedir. Bu koşullar sağlanamadığında istenilen ile oluşan kondaktivite farklılığını gidermek için kullanıcının müdahalesi zorunlu olur ki bu hiç istenmeyecek bir durumdur. Özellikle NA profili kullanılıyor ise seans süresince her NA değeri değişikliğine müdahale etmek gerekecektir ki bu da otomatik profil uygulanamıyor demektir.
PHX 2100 cihazında konsantre ayarlama işi, dört adet kontrol(ayarlama) ve monitör(gözlemleme) kondaktivite ölçüm sensörü, iki adet konsantre pompası ve bilgisayar vasıtasıyla yapılmaktadır. Konsantre hazırlanırken, pompa çıkışlarından sonraya ikişer adet yerleştirilmiş olan bu sensörlerden birer tanesi bilgisayara bilgi vermekte diğerleri ise hakiki kondaktiviteyi ekrana getirmekte kullanılmaktadır. Bu sayede bilgisayar oluşturulan kondaktiviteyi sürekli olarak gözlemlemekte ve istenilen değere ulaşması için pompa hızını değiştirebilmektedir. Her ne kadar PHX2100 e de seans öncesi kullanılacak solüsyona ait değerler ve istenilen kondaktivite değerleri giriliyorsa da bunlar yaklaşık pompa devri hesabında kullanılır. Gerekli pompa devri ise bilgisayar tarafından hesaplanır ve pompa bu devirde döndürülür. Bütün bu işlemler kullanıcının hiçbir müdahalesine gerek kalmaksızın makine tarafından sürekli olarak yapılır. Diğer cihazlarda kondaktivite alt ve üst limitine geldiğinde diyaliz durdurulur ve kullanıcı ikaz edilir. PHX 2100 daha kondaktivite alarm limitine gelmeden DÜŞÜK ve YÜKSEK POMPA HIZI ikazları vermek suretiyle kullanıcıyı kondaktiviteyi tutturmakta zorlandığı konusunda uyarır ve diyalizi durdurmadan önlem almasını ister.
Bu özelliği sağlayabilmek için gerekli sensör ve bilgisayar(hardware, software) maliyetinden kaçınmamış olması PHX 2100 ü diğer cihazlara göre tercih edilir yapmaktadır.
PHX 2100 CİHAZLARINDA GERÇEK ANLAMDA HER TÜRLÜ SOLÜSYON VE SET KULLANILABİLMEKTEDİR.
İkinci maddede belirtilen kondaktivite ayarlama sisteminin doğal bir sonucu olarak PHX 2100 halen ülkemizde kullanılmakta olan her türlü asetat ve bikarbonat solüsyonu ile istenilen kondaktiviteyi elde edebilecek özelliğe gerçek anlamda sahip bir cihazdır. Doğru ve hassas kondaktivite elde edebilmek için yalnızca belli bir solüsyona ihtiyaç duymaz.
Ayrıca PHX 2100; kan pompasının sıkıştırma oranının mekanik olarak, devir sayısının ise elektronik olarak ayarlanabilir olması nedeni ile değişik çapta setleri en sağlıklı şekilde kullanma özelliğine sahiptir. Kan pompası üç adet eksantrik yerleştirilmiş roller vasıtası ile;
a-Hem iki rollerli pompalardan daha düzenli (basınç dalgalanması daha az) bir kan akışı sağlamakta,
b-Hem de eksantrik mesafe ayarlanabilirliği sayesinde, kalın çaplı sette kullanılırken yay tansiyonlu pompalar gibi kan üzerinde oluşturduğu fazla basınç sonucu molekül ezilmelerine sebep olmamaktadır.
PHX 2100 UF ve NA PROFİL KULLANILARAK YAPILMAK İSTENEN TEDAVİ GEREKLERİNİ EN İYİ YERİNE GETİREN CİHAZDIR.
Daha önce sözü edilen hassas UF kontrol sistemi, hassas ve doğru kondaktivite ayarlama sistemi sayesinde PHX 2100, profil kullanarak yapılan diyaliz tedavisinde hiçbir kullanıcı müdahalesine gerek duymaksızın istenilen sonuçları alan üstün özellikli bir cihazdır.
PHX 2100 İKİNCİ POMPAYA GEREK DUYMAKSIZIN ETKİLİ SINGLE NEEDLE (TEK İĞNE) TEDAVİSİ YAPILABİLMEKTEDİR.
PHX 2100 ilave ekipmana ihtiyaç duymaksızın istenilen UF hedefini tutturacak şekilde seçilen kan akış hızına bağlı olarak normal diyaliz süresi içersinde etkin bir şekilde S/N diyaliz yapabilmektedir.
Bilindiği gibi S/N diyalizi fistüle tek iğne ile girilip, çıkışın bir Y adaptörü ile setin arter ve ven girişlerine bağlanması, bilahare setin cihaza normal diyalizdeki şekilde yerleştirilmesi ile yapılmaktadır. Tek iğne ile damardan hem kan çekilip hem de geri gönderileceği için, bu işin münavebeli olması şarttır. Kan çekilmesi esnasında ven hattı kapalı olup (bu işi ven klamp yapar) kan pompası çalışmaktadır. Bu çekilen kan VEN yolu kapalı olduğu için sette, diyalizörde ve hava tutucularda birikir ve bunun sonucu ven basıncı artar ven basıncı üst set değerine ulaştığında pompa durur, ven klampı açılır ve bu basıncın etkisi ile kan ven yolundan aynı iğne vasıtası ile hastaya geri döndürülür. Geri dönme işlemi sırasında basınç giderek azalacağından ven basıncı alt set değerine kadar düşer. Ven basıncının alt set limitine gelmesi ile ven klampı tekrar kapanır, kan pompası tekrar çalışmaya başlar. Bu işleme bir cycle denir ve yaklaşık süresi 5 – 20 sn arasındadır. Bu işlem olurken ven klampının çıkardığı sesten ötürü click-clack yöntemi diye de adlandırılır.
Yukarıda çalışma prensibi kısaca özetlenmiş olan S/N diyalizinin gerçekleştirilmesi esnasında bazı istenmeyen durumlar ortaya çıkmaktadır.
a-Ven basıncı normale göre aşırı dalgalanma yapmak zorunda olduğundan (sürekli alt ve üst set değerleri arasında gidip geldiğinden) TMP stabilizasyonu ve buna bağlı olarak UF kontrolü çok güç olmaktadır. Ancak PHX 2100, daha önce sözü edilmiş olan POD vasıtasıyla TMP stabilizasyonunu çok iyi bir şekilde sağladığından böyle bir problemle karşılaşmamakta ve S/N tedavide de hassas UF kontrolü yapabilmektedir.
b-Kan pompası çalışırken çekilen kan hava tutucularda depolanıp daha sonra geri verildiğinden hava tutucu içindeki kan seviyesi sürekli olarak yükselip alçalmaktadır. Bu ise ven hava tutucusu üzerinden hava kaçak kontrolü (aır dedektör)yapan cihazlarda seviye düştüğünde alarm verilmesine yol açmaktadır. PHX 2100 de aır detection burada yapılmayıp ven hattı üzerinden yapıldığında böyle bir sorunla karşılaşılmamaktadır.
Yukarıda a ve b maddelerindeki sistemlere sahip olmayan cihazlarda ikinci bir pompa ve ona bağlı ilave bir kan depolama haznesi kullanılmak zorunda olmaktadır. Bu sistemde ven kapalı iken kan pompası ile çekilen kan bu hazneye doldurulur. Hazne için set edilen üst basınç değerine ulaşıldığında kan pompası durur, ven klampı açılır ilave S/N pompası yardımı ile kan hastaya döndürülür. Haznedeki basınç alt set değerine ulaştığında ise S/N pompası durur ve ven klamp kapanır, kan pompası çalışmaya ve hazneyi yeniden doldurmaya başlar.
Bu sayede ven basıncının dalgalanmasının ve hava tutucularındaki seviye dalgalanmasının önüne kısmen geçilmiş olur. Ancak ilave ekipmana ihtiyaç duyduğundan, sadece bu ilave S/N pompasının takılı olduğu cihazlarda yapılıyor olduğundan ve hastanın vücudu dışında dolaşan kan miktarını artırdığından PHX 2100 de bu sistem tercih edilmemiştir.
Bu yönleri ile PHX 2100 sadece ikinci pompanın takılı olduğu opsiyonel cihazlarla değil bütün cihazlarla sağlıklı ve ekonomik S/N diyaliz yapabilme özelliğine sahip üstün bir cihazdır.
PHX 2100 ÇOK ÇEŞİTLİ ETKİLİ DEZENFEKSİYON VE DEKALSİFİKASYON YAPMA ÖZELLİĞİNE SAHİPTİR.
Çok iyi bilindiği gibi cihazın sağlıklı çalışabilmesi ve hastaya dışarıdan mikrobiyolojik organizmaların girmesini önlemek için cihazlarda dekalsifikasyon ve dezenfeksiyon yapılması son derece önemlidir. Halen T. C. Sağlık Bakanlığının müsaadesi ile ülkemizde kullanılmakta olan bütün cihazlar bu şartları sağlamaktadırlar.
Cihazlar bu anlamda birbirlerinden faklı kılan özellik bu işlemlerin;
a-Hangi solüsyonlarla yapılabildiği,
b-Çeşitli nedenlerle yeterli seviyede yapılamadığı hallerde bu durumun cihaza ve hastaya etkilerinin ne olduğu,
c-İşlemin cihaz tarafından nasıl gerçekleştirildiği,
d-İki seans arasında yapılması gereken minimum gerekli işlem süresi,
e-Kendi kendine otomatik olarak istenilen işlerin yapılabilirliği gibi hususlar.
DEZENFEKSİYON: Seans sonrası hastadan çekebilecek, cihazdan yada RO suyundan kaynaklanabilecek bir sonraki hastaya iletilmesini istemediğimiz zararlı her türlü mikro organizmanın etkisiz hale getirilmesi işlemidir.
Bu amaçla yaygın olarak kullanılmakta olan HYPOCLORIDE (% 6 lık çamaşır suyu), PURESTRETİL, FORMALİN (% 37 lik formaldehit) gibi maddelerin cihaz içerisinde belirli oranlarla dilue edilerek kullanılması etkili dezenfeksiyon sağlamaya yeterli olmaktadır. Bu konuda çok eskiden beri kliniklerde kullanılmakta olan bu tarz bir dezenfeksiyon yeterliliği artık tartışılmamaktadır.
Burada bilinmesi gereken önemli bir nokta cihazın kullanılan dezenfektanın cinsini tanıya bilmesi ve hangi oranda dilue edeceğini tespit edebilmesidir. Çünkü bütün cihazlar set edilen dezenfektana uygun bir dilue etme bilgisine sahiptir. Bu nedenle cihazda set edilebilen dezenfektan miktarının yani seçilebilen dezenfektan sulandırma oranının fazla olması bir üstünlüktür.
PHX 2100 cihazında yukarıda sözü edilen ve çok kolay bulunan üç değişik ürünü de kullanılabilecek şekilde set edilebilme kapasitesi (1:64, 1:35, 1:10 sulandırma oranları) mevcuttur.
DEKALSİFİKASYON: Özellikle bikarbonat diyalizi esnasında cihaz içinde Ca, Na ve Mg tuzların oluşması ve bunların cihazın içinde akışın az olduğu yerlerde birikmesi hiç istenmeyen bir durumdur. Önüne geçilemeyen bu oluşum cihazın sağlıklı çalışması, özellikle UF ve kondaktifite hassasiyetine olumsuz etkilerin ortadan kaldırılması için, seans sonrası etkin bir dekalsifikasyon yapılması zorunludur. Bu amaçla yaygın ve etkili olarak kullanılmakta olan SİTRİK veya ASETİK asitler PHX 2100 de de kullanılmaktadır. Ticari nedenlerle % 10 luk, % 20 lik veya % 30 luk olmak üzere üç değişik yoğunlukta satılan veya hazırlanan asit konsantrelerinin her birini tanıyabilmek ve sonuçta etkili dilue oranı ile dekalsifikasyon yapabilmek cihazın bir diğer üstünlüğüdür.
PHX 2100 bu işlemleri açık akışlı sistem ile yapar. Yani cihaz içinden bir kere dolaşan sıvı dışarı atılır. Kapalı sistemle çalışan cihazlara göre cüzi bir solüsyon tüketimi fazlalığı söz konusu olmaktaysa da;
a-Sürekli taze solüsyon kullanıldığı için etkinliğinin daha fazla olması,
b-Çözülmüş tuzların ve kontamine olmuş solüsyonun cihaz içerisinde normalde hiç geçmeyeceği yerlerden geçirilmesine müsaade etmediği,
c-Kullanılan solüsyonların kolay ve ucuz temin edilebilirliği,
d-Etkinliği artırmak için ısıyı ve ısı için harcanacak gerek duymadığı,
gibi önemli avantajları dikkate alındığında, bir dezavantaj olmaktan çıkıp bir üstünlük olmaktadır.
Bütün bunlara rağmen yine de cihazda özellikle volume çemberlerinde bakiye kalabilecek tuzların oluşturacağı olumsuz etkiyi ortadan kaldırmak için cihaz bunları da hesaba katacak donanıma haizdir.
Yukarıdaki özelliklerden ötürü PHX 2100 gerçek anlamda piyasada kolay ve ucuz temin edilen her türlü dezenfektan ve dekalsifikatörü kullanılan bir cihazdır.
Cihaz durulama, dezenfekte ve dekalsifike işlemlerinin ayrı ayrı yada kombinasyonlar halinde yapabilmektedir. İşlem bir kere başlatıldıktan sonra, kullanıcı müdahalesine gerek kalmaksızın kendi kendine işlemi bitirip kapanabilmektedir.
Bütün yukarıda ki açıklanan üstünlüklere rağmen, KAWASUMI çok iyi bilmektedir ki;
Cihaz üstünlüklerinin sağlıklı bir tedaviye dönüştürülmesi ancak onu çok çok iyi kullanıcıların var olması ile mümkündür.
Bu ise ancak kullanıcıların çok iyi eğitilmesi ile mümkündür. Ayıca KAWASUMI yine bilmektedir ki;
Kimyasal ve Fiziksel açıdan zor koşullarda çalışan en mükemmel cihazlar bile koruyucu periyodik bakımları yapılmadığı takdirde bir gün ihtiyaç karşılayamaz hale gelir.
Bunun önüne geçebilmek sayı ve bilgi olarak yeterli elemanların istihdam edildiği ve de gerekli teçhizatla donatılmış bir teknik servis teşkilatıyla mümkündür.
Yukarıdaki gerçeklerin ışığında KAWASUMI Türkiye deki satış sonrası hizmetlerinin eksiksiz sürdürülebilmesi için direk olarak kendisine karşı sorumlu olan bir teşkilatlanma gerçekleştirmiştir.
Adresimiz : Çağlayan M. 2058 S. Şahin Apt. 36/A Lara